12 Şubat 2024 Pazartesi

Banu Karaca: Siyah Bant


SANAT ALANINDA ŞİDDET, SANSÜR VE ZEMİN KAYIPLARI 
Hamilerin aklama, saklama, unutturma taklaları
Bu işbirliğine tarihsel açıdan bakmakta fayda var. Geç liberal düzende şirketlerin kendilerini sanat yoluyla aklaması önem kazanıyor. Sermaye kendisini sivil toplum aktörü olarak sunuyor, toplumsal sorumluk üstlendiğini iddia ediyor. Türkiye’de de uzun zamandır şu söylem çok ön planda: “Devlet kültür-sanat alanından geri çekildi, şirketler ortaya çıkan boşluğa bir alternatif teşkil ediyor.” Şirketler sanat alanında kendilerini, devletin karşısında duran antagonistik aktörler gibi sunuyor. Oysa bu tespit daha baştan bir yanılsama, çünkü özellikle 1980’den itibaren ciddi bir işbölümüne gidiyorlar.

20. yüzyılın başında, sanata hamilik yapan şirketler de özünde pek farklı davranmıyordu. O dönemde de bir burjuva kimliği inşa etmek adına “devlete alternatif” olma iddiasını öne sürseler de sermaye ve kapitalist devlet düzeneği birbirine göbekten bağlıydı.